Accordion Item
Accordion content goes here.

PARTİ PROGRAMI

Ekonomi Programı

Programın Temel İlkeleri

Liberal Parti ekonomi programı şeffaf, güvenilir ve yeşil bir ekonomi ideali ile hazırlanmıştır.
Ekonomi modelimiz rekabetçi serbest piyasa ekonomisi etrafında şekillenmektedir.
Ekonomi programımız kısa vadede sosyal politikalar ile kriz ortamında vatandaşlarımıza destek
olmak, uzun vadede ise serbest piyasa, yüksek verimlilik ve sınırlı devlet ilkelerine ulaşmak
üzere tasarlanmıştır.
Serbest piyasa ekonomisinde denetim, şeffaflık ve adil rekabet en temel ilkelerimizdir. Partimiz
mülkiyet hakları ve teşebbüs hürriyetini ekonomik sistemde güvence altına alacaktır.
Ekonomik kurumların ve sistemlerin işleyişini bağımsız yargı ve denetim mekanizmaları ile
pekiştirip, öngörülebilir ve güvenilir bir ortam tesis edilecektir.
Ekonomi politikalarımız topraklarımızda yaşayan her bireyi kapsayacak şekilde düşünülmüş ve
bireysel hak ve özgürlükleri ekonomik bağımsızlıkla teminat altına almayı ilke edinmiştir.
Vatandaşlarımızın hayallerinin peşinden koşabilme özgürlüğüne ulaşması programımızın nihai
hedefidir.
Programımız tüm çözümlerde dijital çağın gereklerine uygun bir şekilde hazırlanmış olup.
Türkiye’yi bilgi ekonomisi çağının öncülerinden biri yapmak üzere hazırlanmıştır. Türkiye sahip
olduğu jeopolitik konum, insan kaynağı ve sektörel birikim ile yeni endüstri devrimine öncülük
edebilecek konumdadır.
Ekonomi politikamız bireysel inisiyatif ve kredibiliteye dayanmak yerine kurumsal ve bilimsel
ilkeleri takip etmektedir. Biz liderlere değil milletimizin her bir bireyinin oluşturduğu kurumsal
zekâ ve kültüre güveniyoruz.

Finans ve Para Piyasaları

Serbest kambiyo ve dalgalı kur rejimi benimsenerek piyasa ilkeleri ile çelişilmeyecek. Fiyatların
ve arzın piyasa tarafından serbest bir şekilde belirlenmesi için gerekli olan serbest, güvenilir
ortam tesis edilecek.
Piyasalarda fiyat istikrarını sağlamak için kurulmuş bir kurum olan Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası’nın bağımsızlığı güvence altına alınarak bilimsel ve bağımsız bir para politikası
izlenecektir. Merkez bankamızın bilimsel anlamda çalışma yapabilme kabiliyetinin arttırılması
için uluslarası anlamda saygınlığı olan ekonomistleri istihdam etmesinin de önü açılacaktır.
Şeffaflık ve öngörülebilirlik ilkelerinin pekiştirilmesi için gerekli kurumsal düzenlemeler yapılarak
daha güçlü ve hesap verebilir bir Merkez bankası tesis edilecektir. Merkez Bankasının temel
görevi piyasalarda fiyat istikrarını sağlamak olacaktır.
Şeffaf ve etkin denetleme mekanizmaları kurarak finansal piyasalarda güveni ve istikrarı temin
edeceğiz. Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu gibi finansal
denetim kurumlarının bağımsız ve özel sektör ile iç içe çalışması sağlanacaktır.
Kamu bankalarının, kamu kaynakları ile finanse edilmesinin önüne geçilecek. Bu sayede kamu
bankaları piyasada rekabete zarar vermeden operasyonlarını yürütecek. Ayrıca bu düzenleme,
kamu kaynaklarının servet transferi yapılarak harcanmasını da önleyecek.
BDDK en modern ve inovatif düzenlemeleri yaparak Türkiye bankacılık sektörünü dünyada öncü
konuma taşıyacak ve Türkiye’yi güvenilir bir finansal liman yapacaktır.
Sermaye piyasamızı güvenilir bir piyasa haline getirerek yatırımcıları çekeceğiz.
Şeffaf kurumlardan vatandaşımızın bilinçli bir şekilde hesap sorması için finansal okur yazarlık
arttırılacaktır.
Etkin fon yönetimi için vatandaşlarımıza temel yatırım eğitimi de verilecektir.
Hali hazırda dijital teknoloji entegrasyonu ile dünyada pek çok ülkeyi geride bırakan bankacılık
sektörümüzü dünyaya dijital bankacılık teknolojileri hizmeti veren bir sektöre dönüştüreceğiz.
Bankacılık ve finans sistemimizde Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü’nün siber dayanıklılık
standartları temel alınacak ve uluslararası anlamda güvenilir bir dijital finans sistemi inşa
edilecek.
Finans sisteminin dijital çağa ayak uydurması için gereken hukuki düzenlemeler ivedilikle
yapılacak ve sistemi yavaşlatmayacaktır.
Finans ve teknoloji (Fin tek) girişimlerinin yalnızca ödeme sistemleri olarak kalmasının önüne
geçilerek oyunlaştırma, NFT yatırımı gibi yeni alanlarının da Türkiye’ye girmesini sağlamak için
gereken regülasyonlar hızla yapılacaktır. Bu sayede Türkiye Fin tek sektörü dünyaya ürün satan
ve yön veren bir sektöre dönüşecektir.
Kitlesel fonlama, melek yatırımcı ağları, sosyal girişimcilik, etki yatırımcılığı ve girişim
sermayeciliği gibi finans mekanizmalarını güçlendirerek ülkemizin müteşebbis gücünü en verimli
şekilde kullanacağız.
Devletlerin sigorta fonlarının yaşlanan nüfus karşısında zorlanmasından ötürü bireysel emeklilik
ve özel sigorta hizmetlerinin geliştirilmesini sağlayacağız.
Sürdürülebilir finansal modeller ile hareket edip kaynakların israfının önüne geçilecek. Zombi
şirketler kredi verilmeden önce tespit edilecek ve etkin denetleme mekanizmaları
kurulacak (Solvency testi).

Kamu Maliyesi

Kamu maliyesi politikalarımız kamu borç stoğunu düşürmek, israfı önlemek ve devletin
vatandaşlar üzerindeki ekonomik tahakküm hakkını minimum düzeye indirmeyi kapsamaktadır.
Vergilendirmeyi devletin bir caydırma mekanizması olarak görüyoruz. Bu sebeple ekonomi
yönetimine başlar başlamaz vergileri düşürmeyi hedefliyoruz. Pek çok özel tüketim olmayan
temel ihtiyacın özel tüketim sayıldığını görüyoruz, vergileri kaldırarak vatandaşlarımıza insan
onuruna yakışır bir hayatın sözünü veriyoruz.
Seçim sonrası ivedilikle kamu maliyesi disiplinini bozmayacak tüm vergileri %10’a indirerek
üreticimizin hammadde ve teknoloji ihtiyaçlarını çok daha ucuza elde etmesini sağlayacağız. Bu
sayede enflasyona para politikası harici enstrümanlarla da müdahale etmiş olacağız. Bu vergi
indirimi müteşebbislerimizin de önünü açacaktır.
Vergi tahsilat oranlarının çok düşük olması sebebiyle düşük miktarda ama katı bir vergi sistemi
planlıyoruz. Vergilerin sürekli artmasının beklendiği bir ülke büyüyemez. Bu sebeple vergilerin
tamamına yakınını uzun vadede kaldırmayı hedefliyoruz. Kalan vergiler ise dünya standartlarına
uygun bir şekilde yeniden düzenlenecektir.
Kriz çözümünde fedakarlığı düşük ve orta gelirli vatandaşlarımızdan beklemiyoruz, gelire oranlı
dinamik bir vergi sistemi getirerek yüklerini hafifletmeyi planlıyoruz. Gelir beyanında usulsüzlük
yapan vatandaşlarımız için de ciddi anlamda caydırıcı cezalar ile sistemin işleyişini
sağlamlaştıracağız.
Örtülü ödenek gibi denetlenmeyen kamu harcamalarının önüne geçerek şeffaf hesap verebilir
bir kamu maliye sistemi kuracağız.
Kamu bütçesinin dağıtımını yaparken bireysel ihtiyaçları ön planda tutacağız. Kolektif politikalar
yerine her vatandaşımızın kendi istediği şekilde faydalanabileceği politikalar geliştireceğiz.
Kamu ihale kanunu yeniden düzenlenerek Avrupa standartlarına taşınacak.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) stratejik bir öneme sahip değilse şeffaf bir şekilde
özelleştirilecek. Bu sayede vatandaşlarımızın üzerinden bir vergi yükünü daha hafifletmiş
olacağız. Böylece ekonomide verim artışı sağlanacak. Kamu İktisadi Teşebbüsleriyle ilgili
özelleştirme metodu olarak, kurumların sermaye piyasasına arzını gerçekleştirip
vatandaşlarımıza ait olanın kendilerine iade edilmiş olmasını sağlayacağız.
Özelleştirmelerin yapılmasını şeffaf ve rekabetçi bir şekilde yapacağız. Tekelleşmenin önüne
geçmek için Rekabet Kurumunu güçlendireceğiz.
Kamu personellerinin tüm lüks ayrıcalıklarına son verilecektir. Bunun için Sayıştay içinde İsraf
Önleme Komisyonu kurularak kamunun boşa harcanan tüm kaynakları tespit edilecek ve
sorumlular cezalandırılacak.
Şaibeli ihaleler ve projeler için kamulaştırmanın bir çözüm olduğunu düşünmüyoruz. Projeler
ayrı ve geniş kapsamlı olduğu için tahkime düşemez. Bu sebeple usulsüzlükler incelenip hukuki
yollarla çözülmeli.

Piyasa Denetimi

Hem serbest piyasayı hem de kamuyu denetlerken rekabet ve şeffaflığı esas alarak kurumsallığı
sağlayacağız.
Tüm kurumlar dijital denetim teknolojilerine entegre edilecek. Bu sayede eş zamanlı veriyle
kurumlar her an denetlenecek. Dijital denetim sistemi ile geleneksel denetimi aynı anda
uygulayarak iki denetim verisi belli periyotlarla kıyaslanacak. Bu şekilde denetim mekanizmaları
birbirlerini de denetlemiş olacak.
Türkiye İstatistik Kurumu her noktada şeffaf ve daha kapsamlı veriler hazırlayacak. Kurumun
bağımsızlığı teminat altına alınacak.
Türkiye Varlık Fonu gibi denetimden uzak yapılanmalara son vereceğiz. Yerlerine denetlenebilir
ve kamu bütçesinden bağımsız kurumlar kuracağız.
Kurumlar arası iletişimi dijitalleşme ile güçlendireceğiz.

Kalkınma Hamleleri

Adil ve tabana yayılmış bir büyüme hedefliyoruz.
Tüm politikalarımızda olduğu gibi ekonomik anlamda da yerel çalışmayı önceliklendiriyoruz. Her
bölgenin potansiyeli ve ihtiyaçlarının farklı olduğunun farkındayız. Pazar planlaması ve
segmentasyon yapacağız.


Yatırımın gitmediği ama potansiyeli yüksek bölgelerimizi güçlendirmek için bölgesel
vergilendirme yapacağız. Bu sayede bölgeler arasındaki insani gelişmişlik ve altyapı farkları
minimize edilecek.


İktisadi kararların Ankara’dan verilmesinin önüne geçilerek bölgelere kendi iktisadi tercihlerini
yapma hakkı tanınacak. Bölge esnafı ve zanaatkarları bütün sürece katılım sağlayacak.
Endüstrimiz ve KOBİ’lerimiz için dijital dönüşüm seferberliği başlatacağız. Dijital teknoloji
uzmanlarımızı dünyaya kaptırmak yerine ülkemizde çalışmaları için onlara özel fırsatlar
sunacağız.


Kalkınma ajanslarının gelişen teknoloji trendlerine erişimi sağlanacak. Bu sayede tüm Türkiye’de
endüstri 4.0’a geçiş hızlanacak.
Modern ağ ve iletişim teknolojilerini kalkınmanın en temel parçalarından biri olarak görüyoruz.
Bu sebeple 5G teknolojisi ve hızlı internet gibi endüstri 4.0’ın temel gerekliliği olan teknolojilere
yatırım arttırılacak.


Türkiye büyümesini her daim cari açıkla yapmış bir ülkedir. Kontrol edilebilir ve sürdürülebilir bir
cari açık politikası konusunda endişeli değiliz. Cari açıktan gelen kaynakları yüksek teknoloji
üretimine ve gelişmeye aktararak uzun vadede bu sorunu çözeceğiz.
Dünyadaki enerji krizinin ve Türkiye’nin enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke olduğunun
farkındayız. Güçlü bir şekilde ve krizlerden etkilenmeden kalkınmak için Türkiye’yi dünyanın
enerji merkezi yapacağız. Bunun için Hazar Havzası enerji politikasına, nükleer enerjiye ve coğrafyamızın
yenilebilir enerji potansiyeline güveniyoruz.
Enerji politikamızı Avrupa’nın önde gelen araştırma kuruluşlarının raporlarına dayanarak
hazırladık. Raporlar nükleer santrallerin hata oranını 1/14.300 olarak saptamıştır. Bu veri,
istatistiksel olarak oldukça güvenlidir. Yalnızca geleneksel enerji üretim metotları ile değil
Türkiye’nin coğrafi konumundan maksimum düzeyde istifade ederek yeşil enerji üretim
metotlarını da kullanacağız. Bunun için yeşil bir kalkınma hareketi başlatarak hem kendi iç
pazarımızda hem de dünyaya bu teknolojileri ihraç eden bir ülke olacağız.


Tüm bu politikalarımız vatandaşlarımız için pek çok fırsata kapı aralayacaktır. Eğitim ve teşvik
programları ile de bunu destekleyerek iş gücü katılım oranını arttırıp nüfus gücümüzden
maksimum düzeyde istifade edeceğiz.


Türkiye genç nüfusu sayesinde ciddi bir girişimcilik potansiyeline sahip. Girişimcilerimizi ve
Kobilerimizi kalkınmamızın en temel parçası olarak görüyoruz. KOBİ ve girişimcilerimizin
finansmanı güçlendireceğiz. Önlerindeki regülasyon engellerini ivedilikle kaldıracağız.
Danışmanlık hizmetlerinin kalitesinin arttırılması için standartlar getireceğiz.
Konsolosluklarımız KOBİmizin ve girişimcimizin dünyaya açılması için özel operasyonlar
yönetecek.


Esnafımızın ve zanaatkarımızın üzerindeki bürokrasi yükünü kaldıracağız. Banka ve SGK sicili
konusunda haksızlığa uğrayan esnafımızın haksızlığının tazminini sağlayacağız. Gelmekte olan
küresel ekonomik buhranı Türkiye’nin kaldıramama riski dolasıyla, ticari faaliyetlerini sürdüren
ve bankacılık sicili bozukluğu dolasıyla finansmana erişmekte zorlanan bireysel ve tüzel
kişiliklere sicil affı getireceğiz.


Lojistik sorunları ortadan kaldırarak coğrafi konumumuzdan maksimum verimi alacağız.
Türkiye'mizi bir lojistik merkezine dönüştüreceğiz.
Üniversiteler birer yüksek teknoloji test sahası olacaklar. Okullar geliştirdiği teknolojileri
öğrenciler ve mensupları ile paylaşarak yeni girişimlerin önünü açacak.
Türkiye'miz yeraltı kaynakları açısından zengin bir coğrafyadadır. Yeraltı kaynaklarımız için bir
strateji planı hazırlanarak dışa bağımlılık azaltılacaktır.


Tarımda fiyat istikrarını sağlamak adına tarım kooperatifleri ve kuruluşları arasındaki iletişim
güçlendirilerek arz talep dengesini kuracağız.
Türkiye Avrupa gümrük birliğinin bir üyesidir. Ancak bu birlikten yeterince verim
alınamamaktadır. Türkiye yapacağı tüm atılımları mütekabiliyet ilkesine dayanan gümrük
anlaşmaları ile daha verimli hale getirecektir.

İstihdam, Eğitim ve Gelecek

Türkiye'nin en temel problemlerinden biri iş gücü katılım oranı. Bu oranın büyük çoğunluğunu
ise kadın vatandaşlarımız oluşturmakta. Kadın ve erkek vatandaşlarımız arasında bir ayrım
yapmadan düzenli ve adil bir şekilde tüm vatandaşlarımızın beceri ve isteklerine göre iş gücüne
katılımını sağlayarak bireysel hak ve özgürlüklere erişmiş müreffeh bir hayata sahip olmaları bu
konudaki nihai hedefimiz.
Özellikle kadın vatandaşlarımız çocuk sahibi olmak istediği zaman iş gücünün dışına itilebiliyor.
Ancak biz ebeveynliği ve aile kurmayı bir ekip işi olarak görüyoruz ayrıca babalık hissini tatmak
da erkek vatandaşlarımızın en doğal hakkı. Bu sebeple çocuk sahibi olan çiftlerimize hem annelik
hem babalık izni vererek iş gücünden uzaklaşma sürelerini birbirleri arasında pay edeceğiz. Bu
süreden sonra hala çocuğun başında durulması gerekirse de elverişli tüm alanlarda hibrit
çalışma modelinin uygulanması için gerekli altyapıyı kuracağız.
Okul öncesi ve kreş eğitimleri için tüm vatandaşlarımıza destek olacağız.
Dezavantajlı vatandaşlarımız için düzenli iş piyasası araştırması yapılarak kendilerini en uygun
alanlara yönlendirip eğitime ulaşmaları sağlanacak.
Üstün yetenekli vatandaşlarımızın keşfedilmesi ve ekonomimize kazandırılması için gerekli
çalışmaları yapacağız.


Türkiye'de ciddi bir yapısal işsizlik sorunu mevcuttur. Yapısal işsizliği ve beceri uyuşmazlığını
engellemek adına iş verenlerle eğitim programı başlatacağız. İş veren vatandaşımızı talep ettiği
beceriler ile eğitecek. Devlet de bu vatandaşın 2 yıl süre ile sigortasını ve çeşitli eğitim giderlerini
karşılayacak.


Sertifikasyonun önemini iş dünyamızda arttırarak özel sektörü sertifika programları açmaya
teşvik edeceğiz. Bu sayede vatandaşlarımız dilediği iş imkanlarına gerekli eğitimleri alıp
sertifikaya sahip olduktan sonra ulaşabilecek.


Dijital teknolojilerin gelişimi kaçınılmaz ve programımızın en temel noktalarından biri. Bu
sebeple dijital teknolojiler konusunda da vatandaşlarımıza eğitim programları sunulmasını
sağlayarak iş gücümüzü yeni dünyaya entegre edeceğiz. Bu entegrasyon süreci vatandaşlarımızı
teknoloji ile gelen işsizlik dalgasından da koruyacak.


Yerel ihtiyaçlara göre istihdam programları ve iş ve işçi ofisleri kurulacak. Geçici işsizlik sürelerini
kısaltmak için de bu kurumlar aktif bir şekilde çalıştırılacak. Bu sayede ekonomideki verim kaybı
asgari düzeye indirilecek.


Üniversite olabilme yeterliliğini sağlayamamış üniversitelerimiz bölge halkı için birer eğitim
merkezine dönüştürülecek ve bölge ekonomisine uygun eğitimler verilecek. Bu konuda özellikle
modern tarım tekniklerine geçişin sağlanması için gerekli eğitimler verilecektir.
Askerlik hizmetinin profesyonel bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sebeple de iş
gücüne katılım sağlamış vatandaşlarımızı askerlik hizmeti ile yükümlü tutmayacağız. İş gücü
dışında kalan vatandaşlarımız da ordumuza hizmet ederken bir yandan piyasaya uygun
becerileri ordumuz bünyesindeki eğitimlerle alacak.


Çeşitli raporlar göstermektedir ki Türkiye yüksek öğrenim kurumları sektörün ihtiyaçlarına
yönelik bireyler yetiştirmekten çok uzaklar, eğitim tarzları eski ve akademik teoriler ağırlıklı
ilerlemektedir. Bu yüzden özel sektör ve üniversite iş birliklerini teşvik eden pratik eğitimin önü
açılacak. Üniversitelerin şirketlerle ortak dersler vermesi sağlanacak ve bu dersler sertifikasyona
bağlanacak. Ayrıca akademik ve pratik olmak üzere her iki ayrı alanı öğrenci talebine göre
sunmaları için üniversitelerin altyapısını düzenleyeceğiz.


Üniversitelerin pratik kategorisinde hizmet veren alanları ortak eğitim(Co-Op) modelini
benimseyecek öğrenciler okurken, aynı zamanda sektöre katkıda bulunarak tecrübe
kazanacaklardır.

Türkiye mevcut potansiyeli ile yabancılar için bile bir beyin göçü noktası olabilecek durumdadır.
Yabancı yüksek eğitimli bireyler ile sektörümüzün entegrasyonunu yapacağız.
Mesleki ve teknik okulları tekrardan yapılandıracağız ve de sanayi siteleri ile iş birliklerini
güçlendireceğiz.


Partimizin mülteci programına ek olarak mültecilerle ilgili ekonomik bakış açımız, kayıt dışı
olanları kapsamamak şartıyla eğitim ve iş gücüne katılımı sağlamak üzerine kurulu. Kayıt dışı
mülteciler konusunda partimizin yegâne düşüncesi, bir an önce ülkelerine gönderilmeleri
gerektiğidir.

Sosyal Politikalar

Sosyal politikalarımızda önceliğimiz kamu kaynaklarının en verimli şekilde kullanılması ve
vatandaşlarımızın yüksek kalitede hizmete kolayca ulaşmasını sağlamak.
Sosyal güvenlik kurumu ve devlet hizmetlerinin oldukça verimsiz ve kalitesiz olması sebebiyle
acil sağlık hizmetleri, aile hekimliği ve kısa işsizlik sigortası gibi temel hakları tüm
vatandaşlarımız için güvence altına alıp diğer hizmetler için özel ve yüksek kaliteli sigorta
hizmetlerini teşvik edeceğiz.

Markalaşma

Türkiye coğrafyası ve ürünleri ile çok değerli bir cazibe merkezi. Türkiye'mizin ürünlerini
dünyada en iyi şekilde pazarlamak için markalaşma hamlesi gerçekleştirilecek.
Şarap, bira gibi alkol ürünleri Anadolu coğrafyasında ortaya çıkmış ve topraklarımızın kadim
ürünleri arasında. Bu ürünleri dünya standartlarına uygun bir şekilde üreterek Türk alkol
ürünlerini markalaştıracağız.


Türkiye tarımını uzmanlaştırıp ürünlerini dünya standartlarına çıkararak potansiyelimizi en iyi
şekilde kullanacağız.


Teknoloji ürünleri konusunda tüm ekonomik bakış açımızla bütünleşik olarak dünya markaları
çıkaracağız.


Türkiye’den çıkan girişimleri en iyi şekilde destekleyerek hızlı bir şekilde dünya pazarlarına
açılmalarını sağlayacağız.


Turizm bölgelerimizi sadece lüks oteller olarak değil insanımız, kültürümüz ve doğal güzellikler
üzerinden tanıtacağız.


Türkiye ekonomik istikrarı ve ürünleri ile dünyanın en marka ülkelerinden biri olacak.

Dış Politika Programı

Uluslararası Sistem

Günümüzde uluslararası sistem oldukça komplike ve anlaşılması zor bir yapı
halindedir. Farklı uluslararası ilişkiler teorilerinin tanımları, karşılaştırmalı
analiz edilip süzgeçlendiğinde uluslararası toplum için ortaya çıkan tanım
kısaca şu şekildedir: Uluslararası sistem devletler, devletler ile veya devletler
üstü kurulmuş organizasyonlar, sivil toplum, evrensel ve bölgesel ölçekte
oluşmuş STK’lar ve bireylerin temel aktörler olarak kabul görüldüğü,
aktörlerin birbirleri ile sürekli temasta ve aksiyon içinde olduğu, karşılıklı
bağımlılık içeren siyasi, ekonomik ve sosyal bir yapıdır.

Türk Dış Politikasının Önemi

Dünya uluslararası sisteminde politik, ekonomik, teknolojik ve askeri gücü,
jeopolitik konumu, tarihi ve kültürel etki alanı gibi faktörler sebebi ile dış
politikasının nasıl yönetildiği sadece kendisini değil tüm dünyayı etkileyen
ender ülkeler bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye bu ülkelerden
biridir. Türkiye’nin dış politikasının yönetilişi, bölgesel gücü ve potansiyeli,
stratejik ve transit konumu ve etki alanı itibariyle tüm dünyayı yakından
ilgilendirmektedir. Bereketli Hilal, Levant, Körfez, Mahrep gibi alt bölgeleri
ile bir bütün olarak Ortadoğu bölgesi, etnik, tarihi ve kültürel bağlar sebebi
ile Orta Asya bölgesi, Balkanlar bölgesi, Kafkaslar bölgesi, dini
benzerliklerden kaynaklı ilişkiler bazında dünyadaki tüm Müslüman
bölgeleri, Doğu Akdeniz ve denizin tüm hinterland bölgeleri, transit konumu
itibari ile tüm Avrupa ve Asya bölgeleri ve diğer bölgeler, Türkiye’nin dış
politikasından birinci ikinci ya da üçüncü derecede etkilenmektedir.
Bu bağlamda Türk dış politikası doğru yönetildiği takdirde Türkiye sadece
kendi sorunlarını çözmekle kalmayıp bölgesel ve küresel çapta çok fazla
sorunun çözümüne doğrudan katkıda bulunacak, çatışma analizi ve çözümü
noktasında sistemin her aktörü tarafından önemli bir muhatap kabul edilecek
ve uluslararası sistemin stabil işleyişine ve barış inşası ve
korunması konularına katkıda bulunacaktır.

Türk Dış Politikasının Söylemsel ve Eylemsel Yapısı

Türkiye'nin dış politikada iki temel ilkesi bulunmalıdır:
1) Ulusal güvenliğin, ulusal egemenliğin ve toprak bütünlüğünün kesinlikle
sağlanması ve politik-ekonomik çıkarların maksimizasyonu.
2) Uluslararası sistemin düzeninin ve stabilliğinin sağlanmasına,
korunmasına katkıda bulunma.

Uluslararası sistemde “karşılıklı bağımlılık”
her alanda esastır. Türk dış politikasının barışı hedefleyen, liberal
kurumsalcılık bağlamında iş birliğine önem veren, sağduyulu, uluslararası
sistemin tüm kural ve etiklerine özenle bağlı, adaletli ve kararlı bir biçimde
yönetilmesi her alanda Türkiye’ye olumlu dönütler sağlayacaktır. Zira
devletin ve ulusun çıkarlarını uzlaşıdan uzak, agresif ve ofansif yollarla
aramak, yine kendi devlet ve ulus çıkarlarını savunan diğer devletleri ve
sistem aktörlerini kışkırtıp, uluslararası sistemdeki gerilimi, güvenlik
kaygılarını ve çatışmayı arttırmaktadır. Uluslararası sistemde sürekli
gerilimi, endişeyi, güvenlik kaygılarını, çatışma riskini arttırmak bir ülkenin
imajını ve o ülkenin güvenilirliğini kendi müttefiklerine dahi
sorgulatmaktadır. Öte yandan barışçıl, sağduyulu ve mantıklı dış politika
izlemek bir devleti sistemde her zaman daha iyi bir konuma taşır. Daha iyi bir
konumda olan ve güvenilir bir ülke çıkarlarını her zaman daha iyi gözetir.
Çıkarlarını daha iyi gözeten ve bunu yaparken sistemin huzurunu ve
stabilizasyonunu temele koyan bir ülke ise dış politikada başarılı kabul edilir,
takdir edilir, örnek teşkil eder. Bu bağlamda Türkiye kolay anlaşılabilen,
adaletli ve sistemin düzenli işleyişine önem veren bir ülke olmalıdır. Ayrıca
Türkiye hem kendi güvenliğini hem de sistemin güvenliğini tehdit eden her
aktör ile mücadele için barışçıl, diplomatik, uzlaşı yanlısı ve yumuşak güce
önem veren çözümleri ve tehdidin yapısı, boyutu ve mentalitesine göre
ekonomik ve askeri güce dayalı çözümleri ile hazır ve nazır, işbirliğine açık,
dinamik bir ülke olmak zorundadır.

Türkiye'nin Dünyadaki Yeri

Türkiye jeopolitik konumu itibariyle dünyanın ortasında ve merkezi bir
konumda bulunmaktadır. Türkiye coğrafi, kültürel, ekonomik sebeplerle tarih
boyunca herhangi bir bloğa tam anlamıyla ait olamamış ve çıkarları devamlı
olarak denge siyaseti gereksinimi doğurmuştur. Zira uluslararası ilişkilerin
tarihi incelendiğinde Türkiye’nin, Osmanlı’nın son dönemleri ve
cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sürekli olarak bir denge politikası
izlediği görülmektedir. Çıkar maksimizasyonu bağlamında Türkiye’nin her
hangi bir bloğa resmen dahil olması veya blokları görmezden gelip izolasyon
politikası izlemesi mümkün değildir. O halde Türkiye “faydacı ve uzlaşmacı
denge politikası” belirlemeli ve bu dış politika minvalinde ilerlemelidir. Bu
sayede Türkiye her aktöre ve oluşuma çıkarları doğrultusunda belirlediği
mesafelerde dururken, uluslararası sistemin huzuruna ve düzenine önem
veren bir ülke konumuna gelecektir. Bu uzlaşmacılık ve sistemin bir parçası
olmanın farkındalığı Türkiye’yi her alanda diğer aktörler için güvenilir ve
arzulanan bir ortak haline getirecektir.
Türkiye bu sayede uluslararası sistemden ve uluslararası kamuoyundan
alabildiği verimi maksimize edecektir.

Mülteci Programı

Öncelikle mevcut iktidarın Suriyeli mültecilerin geldiği ilk günden beri
yaptığı yanlışları değerlendirmek istiyoruz. Suriye'deki iç savaşın başlaması
ile ülkemize mülteci akınları görülmeye başlamış, ülke kapıları sonuna kadar
açılmıştır. Ülkemize kontrolsüz bir göç akını başlamış, iktidarın da önlem
almaması ile bu kontrolsüz göç engellenememiştir. Ülkemize gerçekten savaş
mağduru olanlarla birlikte, kim olduğu belli olmayan kişiler de gelmiş,
ülkenin güvenliği konusunda en ufak bir önlem dahi alınmamıştır. En başta
güvenlik soruşturmasından geçirmeden insanları kabul etmek en büyük
hatadır. Sonrasında bu güvenlik açığı ülkemize pahalıya patlamış; Suriye'den
gelen terör bağlantısı olan kişiler, ülkemizde gerçekleştirdiği saldırgan
eylemlerle sayısız can kaybına yol açmış, bir o kadar da insanın
yaralanmasına sebep olmuştur, maddi kayıpların haddi hesabı yoktur.
Bu kontrolsüz göç ülkemizi, ülkemiz vatandaşlarını mağdur ettiği gibi göç
eden insanları da mağdur etmiştir. Ülkemize gelen mülteciler kısa bir süre
içinde oluşturdukları gettolarda aç kalmış, kadınları fuhuşa sürüklenmiş,
organ mafyasının eline düşmüş, hatta savaşlara dahi sürülmüştür. Gettolaşma
ile birlikte de aralarında suç şebekeleri oluşturanlar da olmuştur. Ülkeye
gelen haddinden fazla mülteci için hiçbir hazırlık yapılmamasının sonuçlarını
herkes ödemiştir. Özetle, bu beceriksiz kötü yönetilen göç politikası sonucu
gelen de kabul eden de mağdur olmuştur.


İktidar, Avrupa Birliği ile gerçekleştirdiği müzakerelerde, yapılan
harcamaların yanında komik sayılabilecek bir rakamın peşine düşmüştür.
Yine başarısız politikalarla, gelen mültecilerin zengin ve nitelikli kısmı da
Avrupa Birliği ve diğer ülkelere kaptırılmıştır. İktidar eline yüzüne
bulaştırdığı mülteci sorununda yanlışlarını sürdürmekte, bir takım nakdi
bedeller uğruna ülkeyi adeta diğer ülkelerin mülteci pazarına çevirmeye
devam etmektedir.


Partimiz, mülteciler konusunda akılcı, gerçekçi, somut politikalar
hedeflemekte olup, vatandaşlarımıza hayal satmadan en gerçekçi politikaları
benimseyerek mülteci konusuna yaklaşmaktadır.


Öncelikle ülkemizdeki mülteci sorununu iki başlıkta incelemekteyiz, her iki
başlığa da iki ayrı çözüm önerisi ile yaklaşıyoruz. İlk başlık ülkemizdeki
mevcut mülteciler hakkında, ikincisi ise ülkemize devam etmekte olan
mülteci akını hakkındadır.


Ülkemizdeki mevcut mülteciler hakkındaki problemlere ilişkin hem ülkemiz
vatandaşlarının şikayetlerini dikkate almakta, hem de mültecilerin konumunu
değerlendirmekteyiz. Bu konuda atılacak en önemli adım Avrupa Birliği ile
olan mevcut politikayı değiştirmek, onlardan gelecek nakdi bedellere itibar
etmeden, onlarla birlikte akılcı çözümler aramak olacaktır. Avrupa Birliği ile
görüşmelerde mülteciler hakkında anlaşma masasına oturulacak, ülkemizdeki
mevcut mültecilerin AB ülkelerine dağılımını da kapsayan, sadece Türkiye'yi
değil tüm ülkeleri bu yük altına sokacak bir anlaşmada uzlaşılmaya
çalışılacaktır. Aynı zamanda ülkemizdeki mültecilere tanınan sosyal, sağlık,
eğitim hakları gözden geçirilecek (insan hakları, hukuk genel ilkelerine
uygun olarak); ülkemiz vatandaşlarının bu grupların maliyetlerini vergileriyle
finanse etmesi en asgari seviyede tutulmaya çalışılacaktır. Bu çerçevede
mültecilerin vergi sorumluluğu gözden geçirilecek, gelirleri oranında
vergilendirilmeleri sağlanacaktır, bu yolla da mültecilerin kendi maliyetlerini
kendi ödedikleri vergileriyle ellerinden geldiği ölçüde finanse etmeleri
sağlanmaya çalışılacaktır.


Ülkemizdeki mevcut mültecilerin statüleri objektif, somut, genel kanunlarla
düzenlenecektir. Ülke hukukuna saygı göstermeyen, suç işleyen (cezaları
çektirildikten sonra), kamu güvenliğini ve vatandaşların güvenliğini tehdit
eden (özellikle terör örgütleri ile bağı ortaya çıkan kişiler) mülteciler için
etkili sınır dışı etme politikası izlenecek, bu uğurda sınırdışı merkezleri
geliştirilecektir. Vatandaşlık Kanunu’nda yapılacak düzenlemelerle
mültecilerin vatandaşlık kazanmasının yolu kapatılacaktır.


Ülkemize devam eden göç akımıyla gelmeye çalışan mülteciler konusunda
ise en büyük tehlike doğu sınırımızda mevcuttur. Öncelikle başta doğu
sınırımız olmak üzere tüm sınırların yasadışı geçişlere tamamen kapatılması,
bu konuda her türlü önlemin maliyeti ne olursa olsun alınması öncelikli
hedefimiz olacaktır. Göç akımının olduğu bölgelerde kurulacak iki aşamalı
güvenli bölgelerle ülkeye kontrolsüz girişlerin önünün kesilmesi
hedeflenecek, sınır kapılarında mülteci statüsü için sınır başvuru merkezleri
oluşturulacaktır. Bu başvuruların değerlendirilmesi Avrupa Birliği ile aynı
standartta olacak, başvuruların sonuçlandırılmasında vatandaşların ve ülkenin
çıkarları, başvuran kişilerin durumları (meslek, eğitim, savaş mağduru olup
olmadığı vb.) dikkate alınacak. Her halükarda ülkemizin egemen yetkisi olan
mülteci kabul edip etmeme politikası mülteci kabul etmenin istisna, kabul
etmemenin ise kural olduğundan hareketle şekillendirilecektir.

İLETİŞİM

    Visit our FacebookVisit our InstagramVisit our TwitterVisit our LinkedIn
    starmenuchevron-down linkedin facebook pinterest youtube rss twitter instagram facebook-blank rss-blank linkedin-blank pinterest youtube twitter instagram